Şehit," kutsal bir ülkü, dava, din veya vatanı için ölen kimse" şeklinde tanımlanır. Ancak bugün şehitlik kavramı tanımından daha güçlü bir etkiye sahiptir. Bu etki devletlerin tarihini değiştirmekte büyük rol oynamıştır. Bugün bu yazımızda şehitliğin 3 ilahi din kapsamında ne anlama geldiğini inceleyeceğiz. Ancak öncelikli olarak ilahi dinlerin ilk emirlerine bakmakta yarar görüyorum.

Şehit," kutsal bir ülkü, dava, din veya vatanı için ölen kimse" şeklinde tanımlanır. Ancak bugün şehitlik kavramı tanımından daha güçlü bir etkiye sahiptir. Bu etki devletlerin tarihini değiştirmekte büyük rol oynamıştır. Bugün bu yazımızda şehitliğin 3 ilahi din kapsamında ne anlama geldiğini inceleyeceğiz. Ancak öncelikli olarak ilahi dinlerin ilk emirlerine bakmakta yarar görüyorum.

İncil'in ilk emri sev, Tevrat'ın ilk emri yaşat, Kuranın ilk emri oku. Bugün geçmişimize baktığımızda Hristiyanların sevmediğini, Yahudilerin yaşatmadığını, Müslümanların ise okumadığını görüyoruz. Bizlere gönderilen kutsal kitapları tam anlamıyla anlamış olsaydık Allah bize anlamamız için 3 kitap göndermezdi. Alimler, havariler, kutsal metinleri kendi istekleri doğrultusunda yorumluyorlar. Öyle olmasaydı bugün, Katoliklerin yüz karası olan Haçlı Seferlerinden, Yahudilerin yüz karası olan Müslüman katliamlarından, Müslümanların ise geri kalmışlığından söz edemezdik.

Günah kavramı aslında kilisenin ya da devlet liderlerinin işine nasıl geliyorsa öyle şekilleniyor. Bir örneğini köleliğin aynı ayete dayandırılarak meşrulaştırılıp aynı ayetle yasaklanmasında görüyoruz. Aynı örneği, bilimi, sanatı, okumayı yasaklayan kilise liderliğinde görüyoruz. Bu sadece Hristiyanlıkta olmadı günah kavramı Müslümanlıkta da düşünmenin önünde bir engel olarak ortaya çıktı ve bilinçsiz bir toplum ile gericilik Müslümanların kaderi gibi gösterildi. Bu yazdıklarıma kimilerinin çok kızacağını biliyorum. Ancak burada dinlerin din adamları tarafından, politikacılar tarafından suistimal edilerek davalarını meşrulaştırma aracı olarak kullanılmasının etik olmadığını ve insani değerleri bölen bölüştüren bir sorunu meydana getirdiğinden söz ediyorum.

Dinlerin öldürme gayesi yoktur. Dinler daha barışçıl yaşamı temsil etmektedir. Ancak konu yorumlamaya geldiğinde iş değişiyor. Herkes bir dine inandığını söylerken, işine geleni kabul etme eğilimindedirler. İşte bugünkü İslamofobiyi de meydana getiren şey bu. Dinin yanlış anlaşılması ve yanlış yorumlanması. Neden sürekli birilerinden üstün olma gayesi ile yaşıyoruz? Bugün Yahudiler kendilerini kutsal ırk olarak görüyor. Katlettiği Müslümanları davalarının meşru bir parçası olarak göstermeye devam ediyor.

Sormamız gereken soru şu, insanlar bunu kendi çıkarları için mi yapıyor? Yoksa gerçekten Ne yani Allah/Tanrı ölümü teşvik mi ediyor? Bu söylediklerimin yanlış anlaşılmasını hiç istemiyorum. Ancak ne yazık ki insanlık, dinini temsil ettiği gerekçesini öne sürerek Allah'a şirk koşuyor.

Gelelim asıl konumuz olan Şehitlik kavramına...

YAHUDİLİK VE ŞEHİT

Yahudilikte, tanrının adının kutsanması adına şehit olmak ilahi bir lütuf olarak iyiliğe kavuşmak anlamına gelen Kiddush hashem sözcüğü kullanılır.

Hristiyanlarda ise şehit, inancı uğruna canını veren "martyr" sözcüğü ile ifade edilir.

İslam da ise şehit kelimesi şehadet sözcüğünden şahit olmaktan türemiştir.

Yahudilik ilahi vasfı taşıyan ilk dindir. Ulusun dilini, dinini, yazısını, edebiyatını içerisinde barındırır.

Günümüzde Yahudilerin yerleşikliğinde bulunduğu İsrail devletinin "İsrail" sözcüğü ise tanrı ile savaşarak tanrıyı yenen anlamına gelmektedir. Tanrı ile yaptığı güreşte galip gelen Yakup'a İsrail adını Tanrının verdiği söylenmektedir.

Bu vasfı kazanmanın ise topraklı (Yahudi doğmak) olmanın bir özelliği olarak kazandıklarına inandıkları için dünya üzerinde en az inananların olduğu dindir diyebiliriz.

Tevrat'ta ahiret, kıyamet, şehitlik gibi konulardan bahsedilmez. Bu tür vurgulara Eski Ahit Danyal kitabında rastlanmaktadır. Kutsal kitapta Yahudilik dışı, dini mensuplarına karşı cihattan bahsedilmekle beraber kendi kusurlu din kardeşlerine karşı da Cihad denilebilecek türden cezaları emreden metinler de bulunmaktadır. Yahudilikte ise şehitlik Eski Ahit'te geçmeyip geçtiği metinlerde de apaçıkça şehitliğe vurgu yapmaz. Eski Ahit'in Daniel bölümünde dönem kralı Nebukadnezar "Ateşli fırına atsan dahi kulluk ettiğimiz Allah bizi kurtaracaktır senin putlarına tapmayacağız" diyerek karşı gelen Şadrak, Meşak, Abednegoyu diri diri fırında yakılması cesaretliğin bir göstergesi olarak şehitlik olarak tanımlanmıştır.

HRİSTİYANLIK VE ŞEHİTLİK

Hristiyanlık, inananların sayısının en fazla olduğu evrensel bir dindir. Tanrı inancının temeli baba, oğul ve kutsal ruh üçlüsünden oluşmaktadır. Hristiyanlık kendisini sevgi ve barış dini olarak gösterme çabası içerisinde olmasına rağmen Yeni Ahitte içlerinde bulunan fasıhlara yönelik uyarıcı türden cihadı, kendilerinden olmayanlara karşı ise silahlı savaş türü cihadı çağrıştıran söylemler bulunmaktadır. Hristiyanlıkta şehitlik İsa Mesih uğruna canını vermektir. Şüphesiz ki bunun tarihteki en kalıcı örneği Haçlı Seferleridir. Ne kadar kabul etmeseler de Haçlı Seferlerinin en önemli nedenlerinden birisi dini nedenlerdir. Kilise savaşlarda daha fazla asker ihtiyacını karşılayabilmek için dini unsurları kullanmıştır. Hristiyanların kendi dindaşlarını inançsızlıkla suçlayarak büyük bir vakıaya sebebiyet olduğu olay ise İstanbul Yağmasıdır.( Bu konuya bir sonraki yazımızda değineceğiz.)

İSLAMİYET VE ŞEHİTLİK

İslamiyet, Hristiyanlıktan sonra dünyanın ikinci evrensel dinidir. İslamiyet'te ise şehitlik özendirilen bir makamdır. Kuran-ı Kerim de ise çeşitli ayetlerde şehitlik vurgusu yapılmaktadır.

Bakar Suresinin 2 ve 154. ayetlerinde şöyle buyurulmuştur: "...Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz....onlar diridirler fakat siz fark etmiyorsunuz..."

Nisa Suresinin 4. ve 69. ayetlerinde de şehitlerin mertebesinin peygamberler ve sıddıklardan sonra geldiği bildirilmiştir.

Tevbe Suresinin 9. ve 52. ayetlerinde de savaş halinde insana iki güzelden biri olduğu beyan edilmiştir. Yani ya galip gelinecektir ya da Allah yolunda şehit olunacaktır.

İlk olarak bu yazının amacı şehitliğin sadece İslam'a özgü olduğu düşüncesini kırmaktı. Kutsal kitaplar da inanç uğruna ölmek bir erdemlilik göstergesidir. Dolayısıyla Hristiyanlık, Yahudilik yeri geldiğinde şehitlik kavramına çeşitli hususlar ekleyerek özendirici eylemleri ile hükümet politikalarında güç kazanmayı amaçlamıştır. İslam dininde ise şehitlik bir dönem için cihat anlayışı ile şekillenerek topraklarına toprak katan bir inanış haline dönüşmüştür. Bugün ise geleneği takip eden mazlumu korumak, bayrağa sahip çıkmak düşüncesi ile askerlerimiz tüm erdemliliği ile bu vatan uğruna mücadele etmektedir.

Bugün Pençe Kilit operasyonunda iç güvenliğimizi, toprak bütünlüğümüzü ve bayrağımızı korumak için mücadele eden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.