Aslında baktığınızda ne kadar havalı bir başlık değil mi? Yahu ülkede eğitim oranı ilkokuldan lisansa yükselmiş tam anlamıyla gelişmişlik göstergesi! Peki arka planda havalar nasıl? Koskoca ülkede eğitim o kadar düzensiz ve disiplinsiz ki herkesi üniversiteli yapmışlar. İşsiz sayısı desen almış başını gitmiş.

Bir başlık iki yaklaşım işte hayata da nerden baktığınız tam olarak bununla ilgili.

Hayat dediğimiz şey mezun olunca ne iş yapacağım? Kamu da memur mu olsam acaba en azından işim garanti olur ya da yok ya en iyisi siyasetçi olmak hiç yoksa maaşım yüksek olur gül gibi geçinir giderimden mi ibaret sizce? Eğer hayatı sadece maaş zincirinden değerlendiriyorsanız değiştirmemiz gereken bazı şeyler var demektir.

Bu yazıyı bundan 5 sene önce yazılımcı, 3 sene önce hukukçu olmak isteyen ancak zamanla doğru kararı vermiş en iyi terör uzmanı bir bürokrat olarak yazacağım günler gelecek elbette ancak bugün sadece geleceğin en iyi terör uzmanı bir bürokrat olmayı hedefleyen öğrenci olarak iki sohbet etmek istediğim için yazıyorum. Günümüz gençleri yani yaşıtlarım :) biraz yaşlı gibi hitap etmiş olduk sanki ama bu dönemde tiktoker değilseniz cidden kendinizi bir hayli yaşlı ve öteki hissediyorsunuz.

Şimdiki gençler biraz farklı. Peki farklı derken ne demek istiyorum?

Örneğin gençlerde gelecek kaygısı yok ama geçinme kaygısı var önlerinde su gibi akan bir bilgi birikim hayatı varken çeşitli sosyal medya platformlarını sadece toplumda beğenilmek için kullanıyorlar. Ya da popülerlik seviyesini artırmak için. Ben bu faciayı estetik klonisi olarak tanımlıyorum.

Ortaçağ dönemindeki gibi artık insanları köleleştirmek için sırtlarında su taşıtmaya gerek yok çünkü insanlar kendileri bu sisteme adapte oldular hayatlarında ki çabasızlıktan bir meslek türettiler adı da Influencer. Klonlama aşaması ilk olarak herkesin instagram uygulamasını indirerek gelişen dünyaya ayak uydurma çabasıyla başladı. Sonrasında bu macera robotlaştırmaya gerek bırakmayan bir estetik kolonisi yarattı. Sonrasında düşünceler aynılaşmaya başladı. Senin gibi düşünmeyeni EZ! Kimlik kavramı değerini kaybetti.

Değişmesi gereken fikirler, düşünceler varken değişen sadece elbiseler ve saçlar oldu. Bugün örneklem olarak çerçeveyi daraltmam gerekirse kendi okulumdan yola çıkarak şu hipotezi ortaya atabilirim ki, aynı kombinle okula gelmenin utanç kaynağı olduğunu düşünen insanlar aynı fikirlerle güne başlamaktan utanmıyorlardır. Bu çabasızlık ve birbirine benzeme ya da daha iyisi olma arzusu ülke olarak bizi geriye taşıyan sorunlardan birisi diyebilirim.

Üniversiteliler İŞSİZ!

Elbette bu sorun hükümet politikalarının istihdamda eksikliğinden kaynaklanıyor ancak bugün üniversite mezunlarının birçoğunun hayat vizyonu yok bu dediğimi yanlış anlamanızı istemem artık insanlar hakaret için sık sık bu kelimeyi kullanır oldu "VİZYONSUZA BAK!

ancak benim bahsettiğim vizyon iki lafı bir araya getirmekten aciz bireylerin bir imzalı diploma ile en iyi yerlerde muhteşem makamların onları beklediğini düşünmesi üzerine.

Hayat kimse için kolay değildir. Ancak bugün, kafamızdakilerden çok kıyafetlerimizi değiştirmekle uğraşıyorsak kalkınma ve refah oranında söz söyleyecek hakka sahip değilizdir. Muhtemelen kendi hayatında dahi karar alamayan bireylerin mevcut hükümeti belirlemede rol alması bugünü miras olarak bırakmıştır. Bugün oturun bir yaşıtınızla hayat üzerine konuşmayı deneyin büyük bir ihtimalle o da sistemin kölesi haline gelmiştir ve geçinme odaklı yaşayan idealleri olmayan bir kişidir. Anlatın, konuşun idealistlikten bahsedin mutluluktan bahsedin size hak verir ama bunu uygulamaz. Bir noktada karnı aç olanın demokrasiyle işi olmaz sözü geliyor aklıma ancak dediğim gibi o kişi sizin söylediğiniz şeyleri uygulayamaz çünkü o sistemin kölelik zincirine takılmış birey aşamasını tamamlayamamış kişilerdendir. Dünyaya bakış açımızı değiştirmenin vakti geldi geçiyor bile. Son olarak özel günlerde sıkça dile getirdiğimiz devletim bayrağım konuşmasının üzerinde durarak yazımı şu şekilde tamamlamak istiyorum. Atatürk'ün bize miras bıraktığı bu devletin temellerine çoktan ihanet ettik bile en azından ben öyle düşünüyorum. Çünkü bu devlet kuruldu kurulalı sadece özel günlerde devlet olduğu hatırlandı, Atatürk'ün nesli olduğumuzu sadece 29 ekimlerde ve kasımlarda hatırlar olduk. Sahi bugün Atamızın resmini paylaşarak özledik demekle kalkınma seviyemizin artırılacağını düşünenlerle sağ sol ayrımına girerek seçim kaygısında boğulanlar aynı geminin kaptanı. Ancak bu demek değildir ki umut yok. Türkiye yeniden güç kazanabilir imkansızlık sadece korkaklara özel bir kavramdır. Önce kendini eğit, sonra toplumu eğit. Halk için Halka rağmen.