Zayıflamak.. Dünyadaki birçok insanın hayatında en az bir kere denediği bir süreç. Ve bugün bu sürecin “şok diyet” kısmını inceleyeceğiz. Sohbet tadında ve deneyimlerim neticesinde yazdığım bir köşe yazısı olacak. 

Günümüzde kilo vermenin birçok farklı yöntemi bulunmaktadır. Zayıflama hapları, ameliyatlar, sağlıklı diyet programları, spor ile ilerlemek, liposuction ve daha birçok farklı yöntem.. Bilinmelidir ki kilo vermek işin zor kısmı değildir. Maddi imkanlar, bedeninizin ve sağlığınızın elverdiği birçok farklı seçenek ile kilo verilebilir. Ancak verilen kilonun yaşam boyu kalıcı olması, tekrar geri alınmaması işin en önemli kısmıdır ve maalesef kilo veren birçok insan ( verdiği kilonun miktarı farketmeksizin) bir kısmını veya tamamını geri alabiliyor. 

Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi kilo vermek bir “süreç” tir. Almak nasıl birkaç haftada olmuyorsa yıllar içinde alınan kilonun da birkaç hafta içinde verilmesi beklenmemelidir. Ve bu doğrultuda “şok diyetler” ne kadar meşhur olsa da sağlık için tartışılır bir konumdadır.

Şok diyetler genelde biz diyetisyenler tarafından uzun sürede takılı kalınan kiloları kırmak için veya süreci sadece birkaç hafta daha kısaltmak için kullanılan KISA SÜRELİ programlardır. Dolayısı ile ilk kez diyete başlayacak olan bir bireyin şok diyet ile başlaması son derece yanlış olacaktır.

Danışan ilk geldiğinde yıllar içinde geçirdiği kilo alma-verme süreci, yaşı, hastalıkları, tecrübeleri öğrenilir ve ona göre bazal metabolizma hızına uygun bir diyet listesi düzenlenir. Bu listelerde et, tavuk, balık, bakliyat, tahıllar, sebze ve meyveler dengeli ve düzenli bir şekilde dağıtılmalıdır. Tok kalarak, kabızlık yaşamayarak ve bitkin düşmeden bir kilo verme sürecine başlanmalıdır. Kişi bu diyeti ne kadar sürdürülebilir bulursa bizim için o denli önemli demektir. 

Şok diyetlerde ise kilo vermek için gereken klasik bir diyet listesinden farklı olarak ciddi anlamda düşük kalorili ve zorlayıcı bir program düzenlenir. Bu programlar sadece birkaç gün veya bir haftalık sert programlar olur ve tartıda geçici olarak mutlu edecek bir sonuç gösterir. Bu diyetlerin neticesinde görülen yüksek miktarda kilo verişler çok ciddi oranlarda su kaybı ile ilişkilidir. İnternette veya sosyal medyada gördüğünüz kısa sürelerde yüksek kilo verdirmeyi hedefleyen diyetler kesinlikle herkes için uygun değildir, diyetin sonucunda yüksek kilolar kaybetseniz de sonraki haftalarda verilen kilonun fazlaca geri alınması oldukça mümkündür. 
Ayrıca unutulmamalıdır ki “ …… diyeti ile şu kadar zamanda şu kadar kilo kaybı” gibi listeler bir tür diyet tüccarlığıdır. Örneğin 60 kg bir insan ile 100 kg bir insanın metabolizmaları arasında korkunç bir fark olsa da bu diyetler herkese aynı kilo kaybını vadeder ve herkesin yapısına uygun olduğunu savunur. Dolayısı ile bir ürün satarcasına bir slogan ile diyet listesi VERİLEMEZ.

Peki yukarıda bahsettiğim şok diyetin uygulanabileceği şartlar nelerdir?

Kişi ilk geldiğinde biz diyetisyenlerin üzerindeki sorumluluk kişiye özel bir liste oluşturmaktır. Haftalar geçtikçe danışanın uyumuna ve ilerleyişine göre listelerde değişiklikler yapılır. Bazen diyet sürecinde bazı kilolarda takılma dönemleri yaşanır. Burada yapılması gereken ilk şey öğün bazında oynamalar, değiştirmeler, şaşırtmalar yapmaktır veya sporun artırılmasını tavsiye etmektir. Bu şekilde büyük ihtimalle hiçbir şok diyete gerek kalmadan kişi kilo vermeye devam edecektir. Ancak tüm bu değişimlere rağmen uzun bir süreç boyunca aynı kiloda kalındıysa ancak o zaman şok diyet dediğimiz oldukça düşük kalorili farklı programlara geçilebilir. Bu programlar da kısa süreli ve kişiye özel düzenlenir. Emzirme, hamilelik, yaşlılık, hastalık gibi durumlarda düzenlenmez. Örneğin 25 yaşındaki bir bireyin takılma kilosundaki şok diyet farklı, 50 yaşındaki bir bireyin takılma kilosundaki şok diyet farklıdır.

Sonuç olarak demem o ki.. Eğer yapmayı düşündüğünüz diyet programları size özel düzenlenmedi ise tek göreceğiniz fayda kısa süreli bir kilo değişimi olacaktır. Bu konuda bazen meslektaşlarımın bazı paylaşımları da ayrıca hayal kırıklığına uğratıyor. Kilo verme işi bir pazarlama konusu olamaz ve toplum sağlığını temelden etkileyen bir konudur. Bunun bilincinde ilerlemeliyiz..

Herkese mutlu haftalar!