Herkese yeni bir haftadan merhaba! Bugünki konumuz aslında Türkiye özelinde değil, tüm dünyayı ilgilendiren ciddi bir sorun. “Gıda israfı”..

İsraf, maalesef artık kaynakları insanoğlunun tatminsizliği ile savaşamayan dünyamıza bindirilen en ağır yüklerden biri. Her geçen yıl insanoğlunun tüketim çılgınlığı hat safhada devam ederken gıda, tekstil, fabrika üretimleri vs. gibi birçok alanda gezegenimize ve dolaylı olarak tekrar bize zarar veren bir kısır döngü içindeyiz. Bu döngünün her yönünü anlatmak saatler sürer, ancak ben bugün besin israfının önüne geçebilmek hakkında konuşacağım.

İlk önce gerçek israftan söz edelim. Dünyada bunca açlık varken toplu beslenme yapılan kafe, restaurant, otel gibi yerlerde ve kendi evlerimizde yiyemeyeceğimiz birçok gıda fazlaca temin ediliyor ve sonunda ciddi bir kısmı tüketilmeden çöpe atılıyor. Ve bunu eğer “Türkiye’de yıllık israf edilen gıda miktarı” olarak ele alırsak  7.7 milyon ton gıda israfının olduğunu görürüz. Bu yiyeceklerin hammadde, üretim, paketleme, dağıtım ve çöp olarak toplanma sürecini düşünürsek bu israfın ekonomi başta olmak üzere gereksiz yere kullanılan dünya kaynakları, enerji ve gezegeni nasıl sömürdüğünü tahmin etmek korkunç..

Ayrıca 2021 verilerine göre Türkiye en çok gıda israf eden ülkelerden biri. Bu, ülke kaynaklarımız için de ciddi bir tehdit. Yiyemeyeceğimiz ürünü satın almayı, tabaklarımızı gittiğimiz bir tatil veya ziyarette yiyemeyeceğimiz şekilde doldurmayı, her gün ışıltılı reklamlar ile zevkimize sunulan kapitalizm ürünü hiçbir besinin ambalajına kanıp satın almamalıyız. Ayrıca aç değil tok karna iken alışverişe çıkmak ve elinizde belli bir alışveriş listesi olması, veya bir davette/tatilde kendinize yemek yemeden önce belli bir miktar tüketme şartını koymak bu konuda doğru olacaktır.

Gelelim gizli israf durumuna..

Aslında gizli israf terimi benim yazımda anlatmak için kullandığım, kendi bakış açımı açıklamama yardımcı olacak bir terim.  Gizli israf, aslında somut olarak yediğimiz tabakta herhangi bir artık ürün kalmamasına rağmen gereksizce tükettiğimiz gıdalar demektir bana göre. Örneğin bir danışanım diyete başlamadan önce 1 haftada yağ kavanozunun yarıya indiğini, ancak diyete başladıktan sonra çok az miktarda eksildiğini gözlemledi. Eğer danışan o yağı aynı şekilde kullansa idi somut olarak israf olmayan ve kullanılan bir gıda olacaktı ancak gereksiz yere kullanıldığı için kendi vücuduna zarar verecek ve yine tüketim hızını artıran bir birey olarak gereksiz üretim ve artmış arz talep dengesine katkıda bulunacaktı. Yani demem o ki israf yapmak sadece tabakta yemek bırakmak değil, vücudumuza kesinlikle gerekli olmayan besinleri tüketiyor olmamızdır aynı zamanda. Hem kendi sağlığımıza hem dünya sağlığına yarar sağlayabilecekken neden israfı seçelim?

Bir de işin en yanlış kısmına gelelim.. Dünya düzeninin böyle geldiğini ve böyle devam edeceğini, tek başımıza değiştirdiğimiz hiçbir şeyin işe yaramayacağını düşünmek ve adım atmamak. Yapılacak en büyük hata..

İnsan, değişime kendinden başlamalıdır. Örneğin ailenizde 1 günde tasarruf sağlayacağınız 1 adet ekmek yılda 365 ekmek demektir. Ve sizin gibi düşünen çok az insan dahi olsa bu miktarı yıla vurduğumuzda tonlarca ekmek ile korkunç bir tasarruf sağlanmış olur. Yani dünya bir anda değişmez ama biz “şahsen” değişimi başlatabiliriz.

Umarım küresel israf problemimiz başta ülkemizde ve tüm dünyada zamanla bilinçlenme artışı ile çözülür ve gelecek nesillere hala yaşayabilen, tükenmemiş bir dünya bırakabiliriz.

Herkese mutlu haftalar!