Polen alerjilerinin artık sadece bahar aylarında değil, küresel ısınma etkisiyle yılın büyük bölümünde görüldüğünü belirten Bilkent Şehir Hastanesi İmmünoloji İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Şadan Soyyiğit, bu değişimin alerjik hastalarda şikayetlerin sıklığını ve süresini artırdığını ifade etti. Prof. Dr. Soyyiğit, "Polen alerjileri Şubat ayında başlardı, ancak artık Ocak sonu başlayıp Eylül’e kadar uzayabiliyor. Hatta yıl boyu etkileri sürebiliyor" dedi.
Polen alerjisinin genetik yatkınlığı olan bireylerde daha sık görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Soyyiğit, “Ailesinde alerjik hastalık öyküsü olanlarda bu tür duyarlılıklar daha fazla gelişiyor. Bağışıklık sistemi polene karşı aşırı yanıt veriyor” diye konuştu.
Alerjinin yalnızca çocuklukta değil, erişkin yaşta da başlayabileceğini vurgulayan Soyyiğit, “Daha önce hiçbir şikayeti olmayan bireylerde bile zamanla duyarlılık gelişebilir. Bir gün önce hiçbir belirtisi olmayan hastalar, ertesi gün ciddi şikayetlerle karşımıza çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.
Polen alerjilerinin burun tıkanıklığı, gözlerde kaşıntı, kızarıklık, hapşırık gibi belirtilere yol açtığını belirten Soyyiğit, bazı hastalarda astım benzeri nefes darlığı ve öksürük gibi şikayetlerin de görülebileceğini söyledi.
Korunma ve erken tedavinin önemine dikkat çeken Soyyiğit, “Polen yoğunluğu sabah ve öğle saatlerinde en fazladır. Bu saatlerde dışarı çıkmamak, pencere açmamak, şapka ve gözlük takmak, dışarıda çamaşır kurutmamak, eve gelince kıyafet değiştirmek gibi önlemler etkili olabilir. Araçların polen filtrelerinin düzenli değişimi ve camların kapalı tutulması da önerilir” dedi.
Prof. Dr. Soyyiğit, erken dönemde tedaviye başlanmasının polen dönemini daha rahat geçirmeyi sağladığını belirterek, “Burun spreyleri ve alerji ilaçları etkili oluyor. Şikayetler başlamadan ilaç kullanımına başlamak en doğrusu” dedi.
İleri düzeyde alerjik hastalarda aşı tedavisinin de uygulanabileceğini söyleyen Prof. Dr. Soyyiğit, “Polene karşı vücudu alıştırmak için uygulanan bu yöntem, yalnızca alerji uzmanı doktorlar gözetiminde ve kontrollü şekilde yapılmalıdır. Enjeksiyon şeklinde olan tedavide hastalar mutlaka gözlem altında tutulmalıdır” ifadelerini kullandı.