Psikiyatri Uzmanı Dr. Behiye Büyükgöncü, nedeni tam olarak bilinemeyen bu depresyonun gelişmesinde kalıtım, stres ve biyokimyasal maddelerin rol oynadığını belirterek tedavi edilmeyen kış depresyonunun yaşam kalitesini bozduğunu vurguladı. Kış depresyonu; tipik ve atipik olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Dr. Büyükgöncü, şöyle devam etti:

“Tipik olanda enerji kaybı, baygınlık ve kötü duygulanım yaşanırken atipik kış depresyonunda kilo alma, karbonhidratlı yiyecek tüketme isteği ve uykusuzluk belirtileri görülür. Kış tipi depresyon sonbahar ya da kış aylarında başlayıp yaza kadar devam eder. Ancak aralık, ocak ve şubat aylarında şiddetini artırır. Ancak diğer mevsimlerde hastalar tamamen düzelir. Kadınların kış depresyonuna yakalanma riski 4 kat daha fazla. İskandinav ülkelerine doğru gidildikçe bu bozukluğun görülme oranı da artıyor.”

"Fazla melatonin de kış depresyonu nedeni"

Melatonin hormonunun da kış depresyonuna yol açabileceğini ifade eden Dr. Büyükgöncü, bu etkiyi “Beyindeki epifiz bezi, karanlıkta melatonin hormonu üretmekle görevli. Bu hormon insanın fiziki hareketlerini yavaşlatan, uykulu ve bitkin yapan doğal bir sakinleştiricidir. Gecelerin uzun, gündüzlerin kısa ve sisli olduğu kış aylarında daha fazla melatonin üretilir. Bunun da kış depresyonu oluşumu üzerinde etkisi olduğu düşünülüyor” diye anlattı.

Sonbahar ve kış mevsiminde yaprakların sararıp dökülmesinin bazıları için ölümü çağrıştırdığına değinen Dr. Büyükgöncü, bu duygunun da kış depresyonuna yatkınlığa neden olduğunu söyledi.

Dr. Büyükgöncü, “Ümitsizlik, isteksizlik, kendini değersiz hissetme, suçluluk hissi, uyku bozukluğu, enerji kaybı ve çabuk yorulma, iştah azalması ya da artması, karbonhidrat içeren besinlere yönelme, sinirlilik, karamsarlık, anksiyete, konsantrasyon bozukluğu, ölüm düşüncesi ve intihar arzusu” gibi belirtilerin kış depresyonuna işaret ettiğini anlatarak uzman desteği almanın büyük önem taşıdığını kaydetti. Psikoterapi ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılmasının olumsuz düşünce ve davranışları düzenlemeye ve stresi azaltmaya yardım ettiğini kaydeden Dr. Behiye Büyükgöncü, hafif vakalarda yürüyüş ve hafif koşu gibi egzersizlerle günde bir saat güneş ışığında kalmanın duyguları yatıştırabildiğini ifade etti.

"Kış depresyonunu önlemenin yolları"

Hafif koşunun aynı zamanda duygu durumunu iyileştiren endorfin hormonunun kan damarlarından salınımını sağladığını, dışarıda çalışmanın stres ve anksiyeteyi azaltacağını vurgulayan Dr. Behiye Büyükgöncü, kış depresyonunu önlemek ve bu durumla baş etmek için yapılabilecekleri şöyle anlattı:

“Hafif ve rahat kıyafetler giyinin, kıyafetlerde canlı renkleri tercih edin. Evde ve iş çevresinde mevcut olan ışığı iyi değerlendirmek de önemli. Perdeleri, tepe camlarını açın, güneş ışığını engellemeyin. Yaşadığınız ortamı parlak renklerle canlandırın. Canlı ya da yapay çiçek bulundurun. Bulunduğunuz yerde güneş parlamıyorsa, hayalinizde güzel, güneşli bir ekran canlandırın. Güneşli bir günün sıcaklığını hissedin ve derin bir şekilde nefes alın. Olumsuz içerikli, cinayet, suç felaket gibi olayları, haberleri okumayın, izlemeyin. Nezle ve diğer hastalıklardan korunun. Rutin eğersizler yapın hareketli olun. Beyne giden oksijen miktarını azaltan yağlı yiyecekler yerine protein, vitamin ve mineral içeren yiyecekleri tüketin. Yeni hobiler edinin. Bu durumun geçici olduğunu unutmayın! Her kıştan sonra ilkbahar ve yaz gelir.”