Cihannüma Derneği Kayseri Şube Başkanı Avukat Fevzi Konaç, İHH Hatay Şubesi’nin 6. Olağan Genel Kurulu’na katıldı. “Kayseri’den Mavi Marmara Şehidi Furkan Doğan’ın selamını getirdim” diyerek konuşmasına başlayan Konaç, İslam Medeniyetindeki vakıf kültürünün Kur’an ayetleri ve Peygamber Efendimizin hadis-i şerifleri üzerinden şekillendiğini, iyilik yapmak, yetime bakmak, ihtiyaç sahibinin elinden tutmak kavramlarının övüldüğü inancımızda, ilk vakıf kurumlarının Peygamberimiz ve Sahabe-i Kiram eliyle inşa edildiğini ifade etti.

Bu güzel müesseselerin ecdadımız Selçuklu ve Osmanlı eliyle geliştirildiği, insanlık tarihine merhamet noktasında damga vuran vakıflar inşa edildiğini belirten Konaç, bu kurumların birçoğuna kadınların önderlik ettiğini hatırlatarak, STK çalışmalarında kadınlarımızın daha etkin rol almalarının gerektiğini hatırlattı.

Yeryüzünde devlet olarak yerini aldığı günden itibaren ecdadımız Osmanlı’nın, Müslim gayrimüslim ayırmadan kendisinden yardım talep eden tüm mazlumlara kol kanat gerdiğini dile getiren Konaç, “Fatih Sultan Mehmet, İkinci Beyazıt, Yavuz Selim, Kanuni Sultan Süleyman, İkinci Abdülhamit Han gibi padişahlarımız eliyle tüm Osmanlı coğrafyasında ve başka coğrafyalarda hizmetler edildi. Bu hizmetlerden dolayı Osmanlı’ya ve özellikle son döneminde Sultan Abdülhamid Han’a karşı büyük bir sevgi duyuldu. Singapur’dan, Pekin’den, Belarus’tan, Şikago’dan örneklerle Abdülhamid Han eserleri üzerinden yeryüzünde Anadolu’ya karşı büyük bir sevgi inşa edildi. Aradan yüzyıl geçmesine ve tarihi gerçekler milletimize unutturulmasını rağmen, Osmanlı’nın elinin değdiği topraklarda hala Anadolu insanına karşı bu sevginin devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Konaç, konuşmasını şu şekilde bitirdi:

“Bugün bile yeryüzünde Müslümanlar olarak ne zaman birilerinin canları yansa, geçmişe dair özlemle yine Osmanlı bekası Türkiye Cumhuriyeti’nden imdat beklediklerini yaşanan hikayeler üzerinden anlatırlar. Bu tarihi misyon ve vazifenin hala milletimizin üzerinde bir miras olarak devam ediyor. Bütün zorluklara rağmen Türkiye’nin bu mirasa sahip çıkması gerekir. Eskiden askeri güçle girilen topraklara şimdi vakıf ve derneklerimiz üzerinden gönül köprüleri kurarak giriliyor ve bu köprülerini kurulmasında en önemli gücün İHH ve benzeri kuruluşlarımızın yaptığı hayırlı çalışmalardır. Kudüs’te, Bosna’da, Doğu Türkistan’da, Afrika’da birçok bölgede ümmetin umudunun hala Türkiye ve bunun için çalışılması gerekir.”