Söğüt ağacından yapılan ve yoğurt, pekmez gibi gıda maddelerini saklamakta ve taşımakta kullanılan külekler, Murat Kuruşçu’nun eski sanayi sitesindeki iş yerinde hayat bulmaya devam ediyor. Atadan kalan kültürel mirasın şehirdeki tek temsilcisi olan 42 yaşındaki Kuruşçu, çocukluğunda babasının yanında mesleği öğrendiğini ifade ederek, "Çıraklık zamanında babamızın yanına geldik gittik. Okulu bitirdikten sonra askere gittim. 2001 yılında askerden geldikten sonra devamlı babamın yanında çalışmaya başladım" diye konuştu.

Prof. Dr. Özsoy: "Kadınların ilgilenmediği uğraş defineciliktir" Prof. Dr. Özsoy: "Kadınların ilgilenmediği uğraş defineciliktir"

Küleklerin yoğurtların ekşimesini önlediğini ifade eden Kuruşçu, "Söğüt ağacından yapılıyor. Şasesi, kuşakları, kulpları söğüt ağacından yapılıyor. Bu ağaçları gidiyoruz tarlalardan alıyoruz, kurutuyoruz, sonra burada çeşitli aşamalardan geçiriyoruz. Külek, yoğurdun suyunu alıyor. Yoğurdun suyunu çektiği için daha sıkı tutmasını ve ekşimemesini sağlıyor. Katkı maddesi olmadığı için güzel bir yoğurt meydana geliyor. Dışarıda pek bilinmiyor ama kullananlar memnun kalıyor" dedi.

"Atalarımızdan kalan yadigar, şimdiki nesil pek itibar etmiyor"

Atalardan kalan kültürel mirası yeni nesillere aktarmak istediğini ancak çırak bulmakta güçlük çektiğini söyleyen Kuruşçu, "4 ay önce babam vefat edince Kayseri’de bu işi yapan tek ben kaldım. Önceden birkaç esnaf vardı, onlar bıraktı. Malzeme bulmakta biraz sıkıntı çektiğimiz için biraz zor bir iş. Şimdiki çocuklar daha çok teknolojik ortamları sevdiği için bu işe pek bakmıyorlar. Bu iş de biraz yorucu olduğu için yanımıza çırak gelmiyor. Bu işi para kazanma amaçlı değil, bize atalarımızdan kalan yadigar, kültürel miras olarak düşündüğümüz için severek yapıyoruz. Şimdiki nesil bu tarz el işçiliğine, bilek gücüne pek itibar etmiyorlar. Bunu atalarımızdan bize kalmış kültürel miras olarak düşünüyorum" ifadelerini kullandı.