Kayseri Barosu Seminer Salonu’nda yapılan basın açıklamasına Kayseri Baro Başkanı Ali Köse, Kayseri Barosu Hayvan Hakları Komisyon Başkanı Avukat Filiz Asan, yönetim kurulu üyeleri ve avukatlar katıldı.

Geçtiğimiz günlerde küçük bir çocuğa saldıran köpeklerin sokak hayvanı değil sahipli olduklarını söyleyen Filiz Asan, “22.12.2021 tarihinde Gaziantep ilinde bir evladımızın sahipli bir köpeğin saldırısına uğramasını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Öncelikle yaralanan evladımızın ve ailesinin üzüntüsünü içtenlikle paylaşmakla beraber, geçmiş olsun diliyor, kendisinin dahil olacağı yargı süreçlerinin takipçisi olacağımızı bildiririz. Öncelikle ve önemle belirtmek isteriz ki saldırı sahipsiz bir sokak hayvanı tarafından değil bir insanın bakımı, gözetimi ve sorumluluğu altında bulunan sahipli bir hayvan tarafından gerçekleşmiştir. Öncelikle konunun hukuki boyutunu doğru şekilde ele almak gerekir. Sahipli hayvanların vereceği zararlarda hayvan sahiplerinin hukuki sorumluluğu için Türk Borçlar Kanunu’nun 67 ve 68. Madde düzenlemesine, cezai sorumluluğu 7332 sayılı kanun ile getirilen yeni düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. Bu yasal sürecin evladımız lehine hızlı bir şekilde işletilmesi adına sürecin takipçisiyiz. Ancak yaşanılan bu süreçte maalesef ki idari makamlarca olayın haksız ve hukuka aykırı olarak çarpıtılarak, sokak hayvanlarının hedef haline getirildiğine şahit olmaktayız. Söz konusu olay üzerinden konunun faili bütün sokak hayvanları olarak gösterilmektedir. İnsanların hayvanlar üzerindeki etkisi göz ardı edilerek hayvanlar düşman ilan edilmektedir. Belli türler fiziksel özellikleri nedeniyle yavru iken alıkonarak, dövülerek, uzuvları kesilerek, aç bırakılarak ve birbirlerine parçalatılarak vahşi bir şekilde yetiştirilmektedir. Bu olay baz alınarak etkin bir mücadeleye girişilecekse hayvanları rehabilite seviyesine getiren bu kişilerle mücadele edilmelidir” dedi.

Asan, barınaklardaki koşulların gerekenin altında kaldığını söyleyerek sözlerine şu şekilde devam etti:

“5199 sayılı kanunun 6. Maddesinde ve yönetmelikte sokak hayvanlarının toplatılma barındırılma ve tekrar doğal yaşamlarına bırakılma usulleri belirlenmiştir. Bu çerçevede sokak hayvanları ancak toplanıp kısırlaştırılıp, aşılanıp, rehabilite edilip ve küpeleme işlemi yapıldıktan sonra alındıkları ortamlarına bırakılması kanuni zorunluluktur. Aksi yöndeki uygulamalar idarece yapılmış açık ve kesin hukuksuzluktur. Maalesef sosyal medyada, basın yayın organlarında bu belirtilen çerçevenin dışına çıkılarak, küpeli hayvanlar da dahil hayvanların merhametsizce eziyet edilerek, bu iş için uygun olmayan araçlara istiflenerek toplatıldığını görmekteyiz. 5199 Sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve düzenlemelere ilişkin uygulama yönetmelikleri bile henüz çıkarılmamışken, kamu kurum ve kuruluşlarının üzerlerindeki yükümlülükleri yerine getirmeksizin kontrolsüzce, apar topar ve merhametsizce sokak hayvanlarını toplamasını ve sonrasında hayvanların akıbeti ile ilgili süreçleri büyük endişe ile takip ediyoruz. 7332 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikle büyükşehir belediyelerine il belediyelerine ve nüfusu 25 bini aşan ilçe belediyelerine hayvanların korunması ve bakımının sağlanması amacıyla bakımevleri kurulmasına dair yasal zorunluluk getirilmiştir. Belediyeler bu bakımevlerini yasada 31.12.2022 - 31.12.2024 tarihine kadar kurmakla yükümlü kılınmıştır. Ülke genelinde birçok il ve ilçede yasada belirtilen bakımevleri henüz açılmış değildir. Hali hazırda açık olan yerel yönetimlerin hayvan bakım evleri ve barınakları ise yeterli imkan ve donanımlara sahip değildir. Hayvanların barınma koşullarının doğru olması metrekareye düşen hayvan sayısı bakım hizmetlerinin ve günlük rutinlerle beslemenin belli kurallar doğrultusunda uygulanması gerekmektedir. Türkiye’de barınakların çoğu toplama kampı görünümündedir ve standartları yoktur. Barınaklarda hayvanların yaşam koşulları olması gerekenin çok altında kalmaktadır. Mevcut hal böyle iken faaliyeti devam eden barınakların koşulları iyileştirilmemişken tüm sokak hayvanlarının toplanmasının ifade edilmesi tarafımızca kabul edilemez. Sokak hayvanlarının yaşam alanı mahallelerimizdir. Bahçelerimiz, parklarımız, sokaklarımız onların doğal yaşam alanlarıdır. Bu hususta yüzyıllardır bir arada yaşadığımız masum canlılarımızın yanında olacağız. Yaşanılan en son olay özelinde masum evladımızın da yasal süreçlerinin takipçisi olacağız. Yeryüzünün yalnızca insanlar için yaşam alanı olmadığının bilinciyle, idarece yapılan hukuksuz müdahalelerin de sonuna kadar takipçisi olacağımızı bildirir, kamuoyuna saygıyla duyururuz”