Seçim sonrasında yeni ekonomi yönetimi Mehmet Şimşek’in Hazine Bakanlığı koltuğunda ve Hafize Gaye Erkan’ın da Merkez Bankası Başkanlığı koltuğunda oturmasıyla belirlenecek. Yarın belirlenecek faiz kararı öncesinde piyasalar artışı değil oldukça yüksek bir artışı fiyatlamaya çoktan başlamışken, iddialar en az bin baz puan seviyesinde.

Ekonomist Uğur Gürses kendi bloğunda paylaştığı yazısında “Kurumun itibarının yükseltilmesi ve sözünün dinlenirliği açısından yapılacak iş belli; seçim sonrasındaki TL’nin değer kaybı da dikkate alınarak, ki buradan da ilave enflasyon ivmesi gelecek, enflasyon ivmesinin üzerinde bir faiz seviyesinin belirlenmesi gerekiyor. Kimse ‘yüksek faiz artışı ekonomiyi vurur, yavaşlama, işsizlik büyür’ demesin. Bugünkü mevduat faizleri yüzde 40’larda, kredi faizleri de alınabiliyorsa kâğıt üzerinde değil ama ilave komisyon ve benzeri yollarla efektif olarak yüzde 50’nin üzerinde. Henüz faiz artışı olmadan, mevcut hali ile sanayi üretiminin büyüme ivmesi oldukça yavaşlamadı mı sanki? Kademeli faiz artışı işe yaramaz. Mart-Mayıs çekirdek fiyat hareketi yüzde 50’lik bir ivme gösterirken, henüz bu tablo hazirandaki kur artışı ve bunun fiyatlara yansımasını içermiyordu. Belki de yüzde 60-70’lik bir ivme söz konusu, bunu merkez bankacılar ‘mutfakta’ görüyordur. Politika faizini doğru belirlemek, izleyen dönemde itibar sağlamak için çok önemli. ‘Kademeli yapalım, siyasetçiyi-iş kesimini rahatsız etmeyelim’ tercihi yapılırsa sadece bir süre kötüleşme askıda tutulup politika yapıcıya zaman kazandırmış olunur. Dolarizasyondan çözülme getirmez. Sonrası yine hüsran olur.”