Türkiye Nefroloji Derneği tarafından yapılan 34. Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon Kongresi bu sene Antalya’nın turizm gözdesi olan Belek’te yapıldı. Kongrede incelenen en önemli başlık ise tuzun vücutta depolandığı gerçeği oldu.

Vücudun sodyum ihtiyacını  karşıladıktan sonra geriye kalan tuzun terleme ve idrar yolu ile atıldığı dennedilirken tuzun vücuda alımından sonra vücuttaki suya karışmadan kas ve derilerde depolandığı ortaya çıktı. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Bülent Altun’’ Normalde aldığımız tuzun dokularda suyla beraber yol aldığını biliyoruz. Yapılan MR çalışmalarıyla şunu gördük; tuz herhangi bir su tutmaksızın deride ve kasta depolanıyor. Bu olay tuz konusunda yeni bir çığır açıyor’’ dedi.  Türkiye’de ki tuz tüketimini ise Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği miktarın 3 katı üstünde olduğunu belirten Altun tuz tüketiminin fazlalığı ile ilgili en önemli faktörün ekmek tüketimi ve yemek pişirirken atılan tuz oranının fazla olduğu dile getirdi. Altun ‘’ Ekmek önemli bir faktör. Yüzde 60-65 gibi bir oranı ekmekten alıyoruz. Yine hazır gıdalarda yüzde 20 oranında Türkiye’deki tuz tüketimine katkıda bulunuyor. Bundan yola çıkılarak Türkiye’deki tuz miktarı 1 gram kadar azaltıldı. Ülkemizde üretilen ekmek ortalama 400 gram 0,25 gram 100 gram için azaltılınca insanlarımız farkında olmadan 1 gram tuz kısıtlaması yapmış oldu. Tabi bunlar ilk çabalar, arkadan gelecek olan çabalarda olacak’’ dedi.

Tuzun aşırı tüketildiği durumda böbrek ve kalp rahatsızlıklarına neden olduğunu da vurgulamayı ihmal etmedi.