Türk Üroloji Derneği'nin Türk Üroloji Akademisi eğitim programı kapsamında düzenlenen "Cinsel Gelişim Bozukluğu Olan Olguların Yönetimi" toplantısı, yaklaşık 200 katılımcı ile online olarak gerçekleştirildi. 2-3 Mart tarihlerinde cinsiyet gelişim bozukluğu olan çocuklar konusunda deneyimli hekimlerin bilgiler verdiği toplantı, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Üroloji Bilim Dalı ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Şehir Hastanesi Çocuk Üroloji Kliniği’nin katılımları ile multidisipliner olarak gerçekleştirildi. İlki 2019 yılında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Üroloji Bilim Dalı bünyesinde gerçekleştirilen toplantının ikincisi gerçekleştirilmiş oldu. Birinci gün bilimsel oturum Prof. Dr. İbrahim Gülmez ve Prof. Dr. Mustafa Kendirci’nin açılış konuşmaları ve Prof. Dr. Deniz Demirci’nin moderatörlüğü ile saat 19.30’da başladı. Prof. Dr. Nihal Hatipoğlu konunun endokrin yönünü, Doç. Dr. Esra Demirci psikiyatrik yönünü, Prof. Dr. Tuğrul Tiryaki cerrahi yönetimini ve Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu erişkin dönemdeki cerrahi uygulamaları izleyicilerle paylaştı.

Toplantının ikinci gününde Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Üroloji ameliyathanesinde Prof. Dr. Tuğrul Tiryaki ve Prof. Dr. Deniz Demirci cinsiyet karmaşası olan olgularda canlı ameliyatlar yaparak, bu ameliyatları internet üzerinden katılımcılarla paylaştılar. Türkiye genelinde yoğun ilgi ile takip edilen toplantı, ameliyatlar sırasında katılımcılardan gelen sorularla interaktif olarak gerçekleştirildi.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Deniz Demirci, "Cinsiyet gelişim bozukluğu, bir grup farklı hastalık sonucu ortaya çıkan ve cinsel organların bizim bildiğimiz normal erkek ve kadın cinsel organ yapısından farklı olduğu bir durumdur. Doğumda bebeğin kız ya da erkek olduğu konusunda karışıklığın olduğu cinsiyet gelişim bozuklukları 14 bin-20 bin canlı doğumda bir görülmekte, dünyada her hafta yüzlerce çocuk bu rahatsızlık ile doğmaktadır. Hem ülkemizde hem de dünyada bu sorunu yaşayan çocuklara ve ailelerine yardım eden profesyonel ekipler bulunmaktadır. Nasıl benzer hastalıklarda olduğu gibi bir insanın diğer organlarında anormallik veya bozukluk olduğunda tedavi edilebiliyor ise, cinsel organlardaki anormallikler de büyük oranda tedavi edilebilmektedir" diye konuştu.

Prof. Dr. Demirci, "Bu durum doğumda fark edilirse genetik, hormonal, psikiyatrik değerlendirmeler yapılmakta ve cerrahi olarak uygun bir şekilde tedavi edilmektedir. İhmal edilmesi durumunda genetik yapısı ile iç ve/veya dış genital yapısı farklı olan olgular büyüme ve olgunlaşma çağında ciddi sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Bu nedenlerle bu hastaların gerek hekimler, gerekse aileler tarafından erken dönemde tanınıp ilgili merkezlere başvurularının sağlanması çok önemlidir. Endokrin (hormonal), psikiyatrik ve üro-jinekolojik değerlendirmelerden, ayrıntılı genetik incelemelerden sonra gerekli olan hastalarda uygun cerrahi düzeltmelerin yapılarak geleceğe hazırlanmaları gerekir. Cerrahi düzeltmeler için olguların bir kısmında ideal yaş genel olarak 6 ay ile 3 yaş arası olarak kabul edilmekle birlikte her vaka özelinde değerlendirilmesi uygundur" ifadesinde bulundu.