Hastalık hakkında bilgiler veren Dr. Gürler, "Polikistik over dediğimiz durum, toplumda çok sık bir şekilde görülür. Bu durumu, yumurtalıklarımızda küçük küçük, iyi huylu, sayıca çok kistlerimizin var olması şeklinde basit olarak açıklayabiliriz. Biz bu kistlerin olmasını bekliyoruz ama sayıca çok olduklarında bir hormon dengesizliği meydana getirebiliyor” dedi.

“En kaygılı hasta grubumuz gebelikte güçlük yaşayanlar”

Her hastada aynı şikayetlerin görülmediğini belirten Dr. Gürler, “Bazı hastalarımız aşırı tüylenmeyle geliyorlar. Bazı hastalarımız adet düzensizliğinden şikayetçi oluyorlar. Bir kısım hastalarımızda aşırı derecede saç dökülmesi görülebiliyor. Karın ve bel çevresinde kilo almaya bağlı yağlanma nedeniyle gelen hastalarımız da var. Yine bunlarla beraber en kaygılı olan hasta grubumuz çocuk sahibi olmak isteyip, gebe kalmakta güçlük yaşayan hastalarımız” diye konuştu. Dr. Gürler, polikistik over rahatsızlığının üstesinden gelinmeyecek bir durum olmadığını vurgulayarak şunları söyledi;

"Sadece; işe şikayete yönelik hastaya doğru tedavi uygulamakla başlamak gerekiyor. Hastalarımızda bu hormon dengesizliği dediğimiz durum androjenik yani erkeklik hormonlarının biraz fazlaca olmasıyla gelişiyor. Tabii ki bu şikayetlerin çoğunluğuna da bu hormon neden oluyor. Yine hasta yumurtlamıyor ama normal adet düzeni devam ediyor, zamanla adet aralıkları da uzuyor. Bunların hepsi doğru hastaya doğru tedavi ile üstesinden gelinebilecek şikayetler."

"Şikayete yönelik tedavi planı"

Şikayete göre yapılan tedavi ile hastalığın önüne geçilebildiğini aktaran Dr. Gürler, "Öncelikle hastalarımıza adetin belirli günlerinde hormon testi yapıyoruz. Sonra hormon dengesizliğimizi ortaya koyduğumuzda yine yumurtalıklarımızda iyi huylu küçük kistlerin var olduğunu gördüğümüzde şikayete yönelik bir tedavi planı çıkarıyoruz Hasta ile sıkı temasta kalarak tedavimizi düzenlediğimizde de bu sorunlarla bir çok zaman başa çıkabiliyoruz. Yani aslında polikistik over sanıldığı kadar korkulacak ya da kaygı duyulacak bir durum değil. Yeter ki doktorumuzla sürekli temasta kalarak tedavi sürdürülebilsin" şeklinde konuştu.

“Gebe kalmaya engel değil”

Dr. Gürler, poliskistik overin gebe kalmaya engel bir durumun olmadığını ifade ederek, "Daha çok ergenlik dönemine yeni girmiş hastalarımızda adet düzensizliği nedeniyle biraz da çevreden edindikleri bilgilerle ’polikistik over miyim?’ şeklinde soru işaretleriyle geliyorlar. Aslında ergenliğin başladığı genç yaşlarda bir takım adet düzensizlikleri çok normal bir durum. Çünkü bu düzen beynin ve yumurtalıkların arasında kurduğu düzenli bir iletişimle sağlanıyor. Ergenliğin başladığı çok erken yaşlarda beyin-yumurtalık aksı çok oturmadığı ve yeni gelişmekte olduğu için bu tarz düzensizlikler normal ve görülebilir düzensizlikler aslında. Bu adet düzensizliği hastanın polikistik over olduğu anlamına gelmiyor. Bu açıdan çok fazla kaygıya düşmemek gerekiyor” dedi.

“Gebeliği kolaylaştırmaya yönelik tedavi de var”

Polikistik over hastalarının en büyük kaygılarından birinin gebelik olduğunun altını çizen Dr. Gürler “Aslında bu hastalık direkt gebe kalmaya engel bir durum demek çok yanlış. Polikistik over hastalığında yumurtlama işleminin çok düzgün işlemediği ortada. Adet düzensizliği de bunun göstergelerinden bir tanesi. Ancak adetlerimizin düzen bozuklukları her zaman yumurtlama düzensizliği anlamına gelmez. Çok düzenli adet gören ve polikistik over tanısı almayan hastalarda da yumurtlama illa ki düzenli oluyor diyemeyiz. Yumurtlamayı yaptığımız muayeneler ve tahlillerle ortaya koyup, eğer yumurtlama düzeninde bir değişiklik varsa yine uygun tedaviyle bu düzeni sağlayıp, hastamızın gebe kalmasını kolaylaştırmaya yönelik uyguladığımız tedaviler var" ifadelerini kullandı.

"Beni kanser mi bekliyor?’ tedirginliğinden hastaları uzaklaştırmak gerekiyor"

Doğru tedaviyle ileride kanser olmanın önüne geçilebileceğini aktaran Dr. Ayşe Dişli Gürler, "Polikistik over hastalarımızın tedirgin olduğu noktalardan bir tanesi de bu durum ilerleyen dönemlerde kişide kansere neden olur mu? Sorusudur. Polikistik over hastalarımızda mevcut bir hormon dengesizliği mevcut. Androjenik hormonlarımız normalden biraz fazlaca, yine östrojeni normal sınırların altında oluyor. Fakat bunun için bu hastalarımıza ’ilerleyen dönemde sizi kanser hastalığı bekliyor’ demek ya da böyle bir yaklaşım içerisinde bulunmak çok yanlış bir tutum olur. Östrojene maruz kalan rahim iç tabakası normalden biraz daha kontrolsüz şekilde çoğalıyor olabilir ama gerekli önlemleri aldığımızda östrojeni de farklı bir şekilde desteklediğimizde bu durumun önüne rahatça geçebiliriz. O yüzden ilerleyen dönemlerde ‘Beni kanser mi bekliyor?’ tedirginliğinden hastaları hızlıca uzaklaştırmak gerekiyor" diye konuştu.