Hacılar Belediye Başkanı Bilal Özdoğan, hem ilçe hem de ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. "Hacılar’ın eğitimde öncü bir ilçe olması gerekiyor" diyen Başkan Özdoğan, vakıftan burs alarak üniversite eğitimlerini tamamlayanlara da sitem etti. Özdoğan, vefanın sıcak tutulması gerektiğini kaydederek, "Hacılar’da 24 saat yaşayan evladımızın İstanbul’da yaşayandan farkı olması gerekir diye düşünüyorum. Asla ‘onlara niye veriyoruz’ demiyorum ama oraya 500 TL veriyorsak, Hacılar’da yaşayana 750 TL verebilir miyiz diye vakıf heyeti ile konuşmak istiyorum. Yaşadıkça ortaya çıkan bunlar. Burada hayırseverlerimizin katkılarıyla devam eden bir burs var. Burada Türkiye’ye rol model olabilecek bir sistem var. Bizden burs almış 10 bin kişiyi görebiliyorum. Elimizde veriler var. 10 bin kişiden bin kişisi bizim vakfımıza bin TL’lik destek verse bin milyon TL eder. Şu an vakfın bütçesi 6 milyon TL civarında. Her 6’da birini geri dönüşümle sağlasak ne zararı var. En azından aidiyetini güçlendirme. Burada beklentimiz maddi değil. Bizden sonraki nesiller bunu keşke daha da hareketli hale getirseler. Hayırseverlerimiz elinden geleni yapıyorlar. Bizde belediye olarak elimizden geleni yapıyoruz. Mesela İzmir’de öğretmenlik yapıyorum. Hacılar’a geldiğinde vakfa gideyim, bir çay içeyim. Belediyeyi bir ziyaret edeyim. ‘Bende bu vakıftan faydalanmıştım, Allah razı olsun’ demek bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum. Bu vefayı sıcak tutmak gerekiyor. Şehir dışında ikamet edenler memleketlerine yılda bir defa geliyordur. Bir kere tanışsak, görüşsek. Burada ki öğrencilerimiz kendi çarklarını çevirebilmeli. 6 milyon TL’lik burs niye 10 milyon TL’ye çıkmasın" dedi.

İlçede yapılacak olan sosyal konutlara şimdiye kadar 3 binin başvurduğunu kaydeden Özdoğan, konutların yapılacağı alanı da açıklayarak, "TOKİ’nin yapacağı 400 konutun baharda temeli atılma aşamasında. Bizim TOKİ konutlarımız kentsel dönüşüm alanı içerisinde olacak. Halihazırda Özdemir ailesinin yaptırdığı ASM’nin hemen güneyindeki alanda kalıyor. Bu 400 konut şu anda devam eden 152 konutumuzun bittiği yerden başlayıp ASM’ye kadar olan alanda. Meydandan kastımız budur. Bizimki ilçe merkezinde. 3. etap konutlarımızı da kat karşılığı olarak TOKİ ile anlaştık. 400 konutu kendileri yapacaklar. 3. etapta da inşallah kat karşılığında yapacaklar. Kentsel dönüşümü de tamamlamış olacağız. Şu anda tamamlanan 280 dairemizde vatandaşlarımız oturuyor. 152 daire devam ediyor. 128 daire de hak sahipleri için devam ediyor. 400 konutta TOKİ geliyor. Dışarıdan satışla ilgili elememiz var. Toplamda bin 100 civarında bir çalışmamız var. Burada ‘aman efendim, Hacılar’ın dışından kimse gelmesin’ mantığına karşıyım. Gelen insanlar Kayseri’mizin insanları. Bizim artık 2022 Türkiye’sinde sadece Hacılarlı olsun lüksümüz yok. Şu anda dışarıdan gelip burada yaşayan insanlarımız var. Ağırlıklı Hacılarlı olsun diyen varsa saygı duyarım. Bugün 400 konut için 3 bin başvuru var. Biz gelişmelere açık bir ilçeyiz. 1 yıl içerisinde 10 bin nüfus bizi yorar ama 2 bin, 3 bin nüfus bizi yormaz. Mantıklı gelişmeler ilçeleri daha da güçlü kılar düşünüyor" şeklinde konuştu.

Asgari ücretle ilgili konuşan Özdoğan, “Benim asgari ücretle ilgili bir rakam söylemem uygun olmaz. Hükümetimiz gerekli çalışmayı yapıyor. Asgari ücret tavsiye edilen bir rakamdır. Son dönemlerde telaffuz edilen rakamlar var. Benim tahmini soracak olursanız, temmuz ayında yansıyan yüzde 40 bandında bir artış ön görüyorum ama rakam vermem doğru olmaz” diye konuştu.

"OSB’de işin yıkıcı tarafına değil, yapıcı tarafına bakarız"

Kayseri OSB’de “ruhsatsız yapı” olduğu iddiaları ile ilgili de konuşan Hacılar Belediye Başkanı Özdoğan, “OSB’de ruhsatsız yapı mümkün değil ama “taşkın” diye tabir ettiğimiz yapılarla ilgili önümüze dosyalar geldi. Bunun geçmiş veya yeni yönetimden gelmiş olması bizim bağlı olduğumuz noktalar değil. Biz olaya şöyle baktık; bir kere kurumlar arası iletişim çok önemli. Burada kastedilen nedir. Yasada belirlenen yöntemler var. Ne kadar metrekare taşkın, kaç yıldır taşkın ve nasıl bir yapı. Bunlarla ilgili tekrar yazışma süreci yaşadık. Ondan sonra encümen aşaması var. Sonrasında bunun idari para cezası aşamasına geldik. İdari para cezaları ile ‘bu ceza uygun değildir” diye yargı süreci devam eden dosyalarımız var. 12-13 işletmeyle ilgiliydi. Ödeyenler var, yapı kayıt belgesinden yararlananlar var. Birde yıkım bir süreçtir. Hemen o yazı size geldiği günün ertesi günü kepçeyle, dozerle yıkım söz konusu değildir. Üretim, istihdamın çok önem arz ettiği bir dönemde ben yasa dışı bir şey yapalım derdin de değilim ama sanayicinin üretimine katkı verecek işleri yapmak yerine, sanayiciyle bu şekilde “30 metre taşkının var” gibi yasal süreler var. O süreçler halen devam ediyor. İdare mahkemesine konuyu taşıyan sanayicilerimiz de var ama para cezasını ödeyip ruhsatlandırabilen sanayicilerimizde oldu. Dolayısıyla “bu yazı bugün geldi, yarın gidip hemen işlem yapalım” gibi şeyler olmaz. Burası hukuk devleti. Bununla ilgili süreç devam ediyor. Biz bu işin yapıcı tarafında bakarız, yıkıcı tarafına değil. Bizim tavrımız odur. Biz sanayicinin dışında vatandaşlarımıza da aynı şekilde yapıcı tarafından bakarız” ifadelerini kullandı.

"Yalan haberin düzen altına alınması gerekiyor"

Muhalefetin tepki gösterdiği sosyal medya yasasına değinen Özdoğan, “Hukukçu olarak baktığımda aslında çağa ve zamana ayak uydurmakla ilgili internet haber sitelerinin güncellenmesi olarak algıladım. Siyasetçi tarafından baktığım zamanda muhalefet özellikle 29’uncu maddeyle ilgili çok feryat ediyor. Orada yanıltıcı ve yalan bilgiyi yaymak diye bir tabir var. Mesele “pandemi yeniden patladı” bir haberdir ama yanıltıcı bir haberse bunun hesabı sorulmalıdır. Bunun belgesi nerede? Haber kaynağını açıklamak zorunda değil ama hastanelerin dolup taştığı yok. Niye bu haberi yapıyorsun? Bunlar gerçekten düzen altına alınması gereken konular. Sırf muhalefet etmek amacıyla bunun aleyhinde açıklamalara şahit olduk. Ana muhalefet partisinin her zaman yaptığı gibi Anayasa Mahkemesi’ne başvurusu dün gerçekleşti. Burada açık ve net haberden bahsediliyor” diye konuştu.

"Nereden oy tırtıklamaya çalışıyorsunuz"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışına da tepki gösteren Bilal Özdoğan, "Başkan Özdoğan başörtüsü hakkının yasa ile garanti alınmak istemesine ilişkin de, “2007’deki genel seçimlerde başörtüsü konusunu konuşuyorduk. 2011’e geldiğimizde de konuşuyorduk. En sonunda yönetmelikle çözüldü. “411 el kaosa kalktı” diyen manşetleri unutmadık. Başörtülü polisimiz, askerimiz, hakimimiz ve avukatımız var. Vali var. Neyin sorunu varsa neyi çözeceğiz. Neyi güncellemeye çalışıyoruz veya nereden oy tırtıklamaya çalışıyoruz. Burada şirin gözükülmeye çalışılan bir durum var. Neyin helalleşmesi. Hangi hesabı veriyorsunuz. Geçmişte yaşanılan hafızamızda dururken “biz bunu böyle çözeceğiz” demek olmaz. Hadi anayasa ile çözelim. Amaçları muhafazakar kesimden oy almak. CHP’nin tabanı belli” dedi.