Bu yöntemin, gelişen teknolojik imkanlar sayesinde, cerraha, doğru yer tespiti, lezyona güvenli ulaşım ve cerrahi olanağı sağladığına değinen Dr. Çiftçi, “Beyin ve sinir cerrahisi pratiğinde 2000’li yıllarda ülkemizde kullanılmaya başlayan yöntem ile beyin tümörlerinin lokalizasyonu minimal hata payları ile tespit edilmekte tümör için en uygun cilt kesisi ve kemik kapak çıkarımı açısından cerraha yardımcı olmaktadır” diye konuştu.

Dr. Çiftçi, aynı zamanda omurga ameliyatlarında da kullanımı sayesinde kullanılan enstrümanların, hastaya doğru ve güvenilir şekilde uygulanması açısından cerraha yardım eden bir yöntem olduğunu vurgulayarak, küçük kesilerle hem kanama riskinin hem de enfeksiyon ve yara iyileşmesiyle ilgili sorunların azaldığını söyledi.

“Tümörün yerini belirlemede büyük kolaylık sağlıyor”

Tümörlerin köken aldığı bölgelerin, beyinde önemli fonksiyonlara sahip olabileceğine dikkat çeken Dr. Çiftçi, “Nöronavigasyon yöntemi bu tür bölgelere yakın olan tümörlere, doğru ve güvenli yaklaşım için oldukça faydalıdır. Bazı beyin tümörleri beyin zarı açıldıktan sonra beyinin dış yüzeyinden gözlemlenebilir. Bu durumda tümörün yeri kolayca tespit edilip tümör çıkartılabilir. Ancak derin ve yüzeyden görülemeyen tümörlerin yerini belirlemek, en kısa ve güvenilir yoldan tümöre yaklaşmak için bu yöntem cerraha büyük kolaylık sağlıyor” dedi.

“Tümör 3 boyutlu görüntüleniyor”

Dr. Çiftçi, bazı tümörlerin beyin dokusuyla benzer olduğunu bazılarının ise rahatlıkla ayırt edilebileceğini ifade etti. Beyin tümörlerinin tamamının ya da tamamına yakınının çıkartılmasının çok önemli olduğunu belirten Çiftçi, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Tümörün tekrarlamaması, yeniden cerrahi gereksinim oluşturmaması ve tümörün türüne göre hastaya daha uzun sağ kalım süresi sağlaması açısından tümörün tamamının çıkarılması gerekiyor. Radyolojik görüntüler ile tümör sınırları çok küçük hata paylarıyla tespit edilir ve nöronavigasyon yöntemi sayesinde eş zamanlı olarak operasyon sırasında hasta üzerinde, tümörün 3 boyutlu görüntüsü belirlenir ve tümörün tamamına yakın çıkartılmasında cerraha yardımcı olur."

“Beyin kataterlerinin yerleşmesinde önemli rol oynuyor”

‘Beyin şifti’ konusuna da açıklık getiren Dr. Çiftçi, "Beyin dokusunun esnek yapısından dolayı özellikle büyük tümörlerde kemik kapağın çıkartılması ardından ya da tümörün çıkartıldığı boşluğa doğru beyin dokusunda meydana gelen yer değişikliklerine beyin şifti denmektedir. Beyin şiftinden kaynaklanan tümör lokalizasyonundaki sapmalar, operasyonda eş zamanlı olarak kullanılabilen ultrasonografi sayesinde gözlemlenebilir” dedi. Dr. Çiftçi ayrıca intraoperatif ultrasonografinin, tümörün tamamen çıkartılıp çıkartılmadığıyla ilgili de cerraha yardımcı olduğunu belirterek “Bazı hastalıklarda beyin içerisine kateter yerleştirmek gerekir. Bu yöntem ile beyin kateterlerinin de doğru şekilde yerleştirilmesi mümkündür. Teknolojik imkanların artması sayesinde beyin ve sinir cerrahisi pratiğinde hastalar için oldukça faydalı bir yöntemdir" şeklinde konuştu.