Yaban hayvanlarının çok aç kalmadıkça saldırmayacaklarını ama yine de kış aylarında ıssız yollarda tedbirler alınması gerektiğini söyleyen Akgün Ergül, “Artık kış ayları yoğun bir şekilde etkisini göstermeye başladı. Tüm doğa üzerinde, canlılar üzerinde de etkisini göstermeye başladı. Hal böyle olunca İç Anadolu bölgesinde de yoğun bir karasal iklim var. Hava sıcaklığı geceleri eksi 18-20 derecelere kadar düşebiliyor. Yaban hayatında ki özellikle dağlarda olan ve ya şehir merkezine uzak alanlardaki yaban hayatındaki hayvanlar, ister istemez sularında donması ile veya karın yoğun olması, iklim şartlarının kötü olmasından dolayı doğada yemek bulamadıkları için şehirlere doğru inmeye başlıyorlar. Bu durumdan dolayı bazı vatandaşlarımızda normal olarak tedirgin oluyor bu durumdan. Özelliklede bazen viyadüğün oradan, Derevenk Vadisinden olsun, Erkilet’in yukarı tarafında köylerden aşağıya doğru yaban hayvanlarının inişleri oluyor. Bu canlılar genellikle gece beslenen canlılardır. Gündüzleri in dediğimiz kuytu yerlerde, daha sıcak yerlerde bulunurlar. Gece beslenirler ya da avlanırlar. Bu hayvanlar ister istemez yiyecek bulmak için, su bulmak için şehre iniyorlar. Bizim bu durumla ilgili alabileceğimiz tedbirler şu şekilde olabilir; özellikle gece saatlerinde sokağa çıkış saatlerimizde daha dikkatli olmamız ya da ıssız yer geçişleri ile ilgili bir takım tedbirleri önlemleri almamız gerekiyor. Doğrusu şöyle söylemek gerekiyor, bizim insanlar olarak doğada nasıl yaşama hakkımız varsa neticede o canlılarda bir şekilde hayatını devam ettirecek ve hayatta kalacaklar. Çünkü yaban hayatı da bizim dünyamızın perspektifi içerisinde bulunuyor. Dönem dönem bu tarz olaylar oluyor ama hiçbir canlı da çok aç kalmadığı sürece insanlara saldırgan şekilde davranmaz. Bu süreç içerisinde de yabani hayvanları yerleşim yerlerinden çok uzakta tutamazsınız. Sadece şu şekilde olabilir; yaban hayatı için belediyelerimiz, bazı hayvan sever derneklerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız tarafından doğaya yiyecek bırakılıyor. Bu tip doğaya yardımları biraz daha artırır isek yabani hayvanların şehirlere inmesini önleyebiliriz. Özelliklede içerisinde bulunduğumuz havanın soğudu dönemde, zaten havaların ısınması ile birlikte de bu canlılar artık kendi doğal ortamlarında yiyecek buldukları için şehirlere de inmeleri azalmış olacaktır” dedi.

Yaban hayvanları gibi sokak hayvanlarının da soğuk havalarda yiyecek ve su sıkıntısı yaşadığını söyleyen Ergül, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Yaban hayatında olduğu gibi soğukların çok fazla olması ile birlikte sokak hayvanları da yiyecek bulmakta ve suya ulaşmakta çok sıkıntı çekiyorlar. Çünkü sular donuyor, yiyeceklere ulaşma durumları kısıtlı bir hal alıyor. Bununla ilgili belediyelerimizin çok güzel çalışmaları var. Birçok parklarımızda mama ve su kaplarımız var. Ancak gece havalar çok soğuk olduğu için sular donuyor suya ulaşamıyorlar. Hal böyle olunca normal hava şartlarında bir canlı birkaç gün susuzluğa dayanabilir ama havaların soğuk olması ile birlikte açlık ve susuzluk hayvanların vücuttaki kan şekerini düşürüp hayvanların soğuğa karşı daha dirençsiz olmasını ve yaşam alanlarını kısıtlamış oluyor. Bu şekilde sokak hayvanları soğuktan, açlıktan ölüyorlar. Biz her zaman vatandaşlarımızı uyarıyoruz. Çöpe attığımız yiyecekleri israf edeceğimiz yere bundan faydalanabilecek olan sokak hayvanlarımıza bir kap içerisine koyup evimizin bahçesine bıraktığımız zaman bu canlılar akşamları bu yiyecek ve sulara ulaşabilecek ve havanında soğuk olduğu dönemlerde yaşamlarını idame ettirebilecekler. Bir diğer husus ise bu havanın soğuk olduğu dönemlerde arabalarımızın motorlarına özellikle kedi gibi küçük boylu hayvanlarda motorların içerisine girebiliyor ve bazen çok talihsiz kazalarda gelişebiliyor. Üzücü durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle motorumuzu çalıştırmadan önce özelikle aracın kaputuna vurmamız veya aracı çalıştırıp direk hareket etmekten ziyade biraz beklememiz daha doğru bir durum. Çünkü motorun sesini duyan hayvan oradan uzaklaşacağı için o hayvanın uzaklaşmasını beklememiz olası bir kazayı önlemiş olacaktır. Burada önemli olan konu, bu dünya insanların olduğu kadar diğer yabandaki ve sokaktaki hayvanlarında dünyası ve burada iç içe yaşadığımızı bilmek ve ona göre hareket etmek gerekiyor. Bunun için vatandaşlarımızın biraz daha duyarlı olmaları gerekiyor. Mama bırakarak, su bırakarak orada bulunan hayvanlarında canlarını da koruyabilirler.”