İYİ Parti Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Kazım Yücel, "Kayseri’yi hükümet tarafından unutulmuş bir şehir olarak görüyorum" dedi.

İYİ Parti Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Kazım Yücel, gündeme ilişkin yaptığı açıklamada, parti çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Yücel, "Dert dinlemek üzüyor ama dert dinleyip de bir çözüm noktasına kavuşturma anlamında biz bir kapıysak bu beni çok mutlu ediyor. İnsanlar bize ‘Biz sandıkta size oy verdik’ diyor. Bugünde derdimiz var bunu anlatıyoruz. Oy isterken o insanlar ile pazarda, sokakta, işyerinde ve evinde nasıl muhabbet ediyorsak, aynı muhabbeti o insanın bizim üzerimizde görmesi en doğal hakkıdır. Bunu ben insan olarak içimde düşününce bana hiç zor gelmiyor. Telefonum gece 10’da çalıyor, 11’de çalıyor. Çokta önemli bir işim var ama ya dönerim dediğime gün içerisinde dönüyorum ya da o adamın derdini dinliyorum. Çözebilirsem ilgileniyorum, çözemeyeceksem de açık söylüyorum. Bizden iş istiyorum diyenlere çok çözümümüz olmaz. Vekilimiz var, il başkanımız var. Belediye sorunlarını gündeme alıyoruz ve bunları kendi içimizde pay ediyoruz. Arkadaşlarımızda işlerini bırakıp ilgileniyorlar. Kayseri’de 20-25 yıldır insanları iaşe paketlerine muhtaç ettiler, beklenti içerisine soktular. Belediyeler yapıyor diye bize evimizde şu ihtiyaçlar var diyen hemşerilerimizde var. Bunlarda bize geldikleri zaman belediye veya kaymakamlıklara bildiriyoruz. Orada imkanlar var ise bunlar gönderiliyor. Yoksa halkımız AK Parti’den seçime kadar böyle şeyler beklemesin. Çünkü bununla ilgili bütçeyi de çok ayırt etmiyor" ifadelerini kullandı.

İlçe belediye başkanlarının şehir içinde bazı mesafelerde makam aracı kullandıklarından dolayı utandığını söyleyen Yücel, "Ben belediye başkanı olsam, başkan seçildikten sonra 6 ay boyunca yapılan hayırlı olsun ziyaretlerine girmem. Giren belediye başkanını da doğru bulmuyorum. Siz zaten oraya seçilene kadar zaten kapı kapı dolaştınız. Birçok insanın elini sıktınız. Oturduktan sonra 6 ay içerisinde birde onlara hoş geldiniz derseniz olmaz. Gelende zaten gelecekte bir takım hesapları olan insanlardır. Bunlarla zaman harcarsanız size oy veren, umut içerisinde bekleyen seçmeninize hizmet götüremezseniz. Bunu sadece bizim ilçe belediyemiz değil, birçok yer yapıyor. Bizim bundan sıyrılmamız lazım. Oturdukları makam kapısını kaldırsınlar. Makam kapılarını örtüp orada ne konuşuyorlar. Bir çay içerler, Kayseri’yi konuşurlar. Zaten kimse de kafamı uzatayım da başkanın odasına gireyim demez. Türk halkı örf ve adetlerine düşkündür. O kapının kapalı olmasını ben yadırgıyorum. İlçe belediye başkanlarının şehir içinde bazı mesafelerde makam aracı kullandıklarından dolayı utanıyorum. Belediye başkanı olmadan hepsi geziyor. Seçim esnasında hepsi geziyor. Bu halk o insanı bir gün aşağılamıyor, terslemiyor. Seçildikten sonra vakit dar diyor" diye konuştu.

"Belediyeler pandemi döneminde sınıf kaldı"

Yücel, korona virüsün 11 Mart’ta Türkiye’de görülmesinin ardından Kayseri’de belediyeleri vatandaşa sahip çıkmadığını ve sınıfta kaldıklarını dile getirerek, "Pandemi döneminde de sınıfta kaldılar. Bugün 12 TL’ye 50 tane maske satıldığına bakmayın. O dönemlerde feryat ediyorduk, o basit maskeyi bulamıyorduk. Dezenfektanı hemşerimize götüremiyorduk. Toplu taşıma araçlarını nasıl kullanacağını biri çıkıp anlatamıyordu. O dönemde bazı belediyeler vatandaşlarına bin TL para verdi. Onlarda aynı partili belediye. Benim belediyem dezenfektan veremedi, maske dağıtamadı. Projelerinin içerisinde de yoktu. Ulaşımı düştü, oradan zarar ediyorum dediler ama siz bu hesaplamaları yapacaksınız. Yarın bir deprem olur diye önlemini alacaksınız. 3 yıllık bütçeniz kadar borçlanmışsınız, faize girmişsiniz. ‘pandemi geldi’ diyorsunuz. Bugün pandemi olur, yarın Allah korusun deprem olabilir. Siz baba gibisiniz. Kayseri’de hem taahhüt ettiğiniz işleri yapacaksınız hem de kötü günler için bir hesabınız olacak. Her konuda sınıfta kalıyoruz" dedi.

"Ben belediye başkanı olsaydım, 5 yılın 1 saniyesini bile zevki sefaya harcamazdım" diyen Yücel, "Ben 5 yıl başkanlık yaparım, yaptığımı toplum kabul ederse, öyle sahaya çıkıp millete ‘Ben tekrar adayım, ne diyorsunuz’ demem. Ben belediye başkanı olacağım, ban da bir miktar para verecekler. Bunlar geçinilir mi geçinilir. Benim bir işe ihtiyacım yok. Her işimi bırakıp 365 günümü ben bununla harcarım. En büyükte sevabı alırım. Kabe’ye gitmek tabi ki farz ama inanın onun kadar sevap alırım. Son 3 ayımda da ben bir daha adayım diye o mahalleleri dolaşmam. Hemşerilerime ‘Sen zaten buradaydın, git işine bak’ dedirtirim" şeklinde konuştu.

"Kayseri’yi hükümet tarafından unutulmuş bir şehir olarak görüyorum"

İYİ Parti Kayseri Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Kazım Yücel, "Ben Memduh bey değil de Kayseri yalnız diye düşünüyorum. Şu an artık hükümet tarafından Kayseri’yi unutulmuş bir şehir olarak görüyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, seçimlerden önce bütün belediye başkanlarına diyor ki eğer bir projenin yüzde 70’i bitti ise yüzde 30’u için devam edin, yüzde 30-40 tamamlandıysa proje olduğu yerde kalsın. Yani demek istediğim hükümette para yok. Su ile ilgili belediyemizin müthiş bir sancısı var. Sürekli önümüze ilçelere gidecek bir takım yatırımlar için su fiyatlarının yükselmesi hatta birçok ile göre de su fiyatlarımızın normal olduğunu söylüyor. Ellerinde olan bir hesap ama ben en baştan beri bizi niye kandırdınız diyorum. Siz Şükrü Karatepe döneminde bu şehirde Allah’ın suyuna para olur mu dediniz mi, demediniz mi? Onu da diyen sizsiniz, çok ucuz ortalaması gayet yerinde bir fiyat diyorsunuz. O gün bunu söyleyen, bugün yine sizin partinizin içerisinde, bugün yetersiz diyende yine sizin partinizin içerisinde. Kayseri’de su fiyatları kimsenin hayal edemeyeceği rakamlara ulaştı. Kayseri’de bir orantısızlık var. Kayseri için özellikle söylüyorum su fiyatları çok yüksek. Zam yapılmayacak kadar normal, bu yıl zam yapmayalım. Gündemimize gelirse biz bunu dile getiririz" ifadelerini kullandı.

"Vatandaşımızın malının arkasına düşeriz"

Kamoyunda ’Ballı villa’ olarak bilinen konuya değinen Yücel, "Bizim vatandaşımızın malının arkasına düşme olayımız birilerine siyasi otoriter bir boşluk aratıyor gibime geldi. Biz parti olarak yaptığımız toplantıda ana muhalefet partisi olarak görevimizi yaptık, bu olayı dile getirdik. Kayseri kamuoyunu bilgilendirdik. Gerisi artık savcılığın, müfettişlerin, belediye başkanının. Bu işe karışan arkadaşlar vardı. Bu arkadaşların istifa etmesi kadar normal bir şey yoktu. Suçludur, değildir bilemem ama etik değil. Bu etik olmayan şeyler de yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Belediye Başkanı da söz verdi. Bir daha böyle toplu bir ihaleye çıkmayacağız dedi. Bu yoların kullanılması belediyenin parayla satma hakkını vermiyor ki orası halkın malı zaten. Buna rağmen yol güzergahlarını düzenleme anlamında katılıyorum" dedi.