Planlamaların çok önemli olduğunu söylediklerini fakat belediyelerin hastane yapacaklarını söyleyerek değişikliklerine devam ettiklerini söyleyen Kazım Yücel, “Biz yaklaşık 26 aydır meclislerde üzerimize düşeni yapıyoruz ve seçildiğimiz gün Kayseri lehine olan her şeye el kaldıracağımızı demiştik. Muhalefet yapacağımız konu, kamu aleyhine olan konular olacak demiştik. O tarihte projelerden bahsetmiştik. Organik organize sanayi demiştik ve Kayseri’de olabildiğince noktaya da ifade etmiştik. Bu ifadeler o gün çok karşılık bulmadı çünkü bizler bu belediyeleri alamamıştık. Fakat bugün görüyorum ki belediye başkanlarımız bizim bu projelerimizi önümüze getiriyorlar. Biz de proje bizimdi ama siz de yapacak olsanız kazanan Kayseri olacak diyoruz. Projelerden ziyade Kayseri’de paranın en çok döndüğü olay da imar değişiklikleri. Bunun çok önemli bir konu olduğunu söylüyoruz fakat belediyeler önümüze hep şöyle geliyor, “Hastane yapıyoruz” ve bir imar değişikliği. Bir de bakıyorsunuz ki hastanenin hemen yanında bir de ticaret alanı oluşturuluyor. Niyetlerini açıkça soruyoruz ama biz buna itiraz etmiş olsak, hastaneye itiraz etmiş olacağız. Fakat hastaneye itiraz etmeyince plan bütünlüğü içinde ticaret de getiriyorlar ve biz de arada kalıyoruz ama orada vermiş olduğumuz yoğunluğu da bir türlü içimize sindiremiyoruz” dedi.

İyi Partili Yücel, mahalle kapasitelerinin dolduğunu ama paraya ihtiyaç olduğu için belediyelerin yaşam alanlarına da konut yaparak yoğunluğun artmasında rol oynadıklarını söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Belediye başkanlarımız mahallelerde 30 yıl önce planladıkları planda, kapasiteyi doldurdular. Fakat bakıyorlar ki belediyenin paraya ihtiyacı var, kapasite belli ama ihtiyaç da var. Ortada da bir park var. Belediye hizmet ve kültürel alan var. Ben bunu nasıl değiştirebilirim demeye başlıyor. Diyelim ki bunu imarlaştırdılar ve okulunu da gösterdiler fakat bu da 50 kişilik otobüsün içine 60 kişi almak gibi. Mahallenin içerisinde yoğunlaşmayı arttırıyorlar ve bu artan yoğunluk bugün çocuklarımızın ve torunlarımızın bir sırada iki kişi oturması yerine üç kişi oturmasına neden oluyor. Bu planlama yapılmıştı diyorsunuz ama hatırla mı çocuğumu kaydettireceğim diyorsunuz. Çünkü yoğunluk arttırıldı fakat mahalle halkı ‘Benim evim var, oraya da ne yapılıyorsa ilgilenmem bana ne?’ duygusundalar. 1987 yılında belediye tarafından bir imar çalışması çıkarılıyor ve belediye arsa sahibine diyor ki ‘Biz sizin burada imar plan tadilatı yapıyoruz’ ve vatandaş da mutlu oluyor. Daha sonra arsanın yeri de parkın içine koyuluyor ve arsa sahibi de yerinin alındıktan sonra parka koyulmasından dolayı mağdur olduğunu söylüyor. İtiraz oluyor ve bu itiraz belediyeden kabul olmayınca mahkemeye yapılıyor. Mahkeme de 1993’te başka itirazlarla birleştirerek, bir plan tadilatı daha yapıyor.”

Belediyelerin kendi imar alanlarını normalinden çok daha fazla verdiğini söyleyen Kazım Yücel, “Daha sonra belediye parka basan yerlerden arsa sahibinin hakkını başka bir yere alıyorlar. Bu alan içindeki yoğunluk da bin metreye 1.6 yoğunluk veriliyor. Yani bu bölgedeki halka verilen maksimum yoğunluk 1.6. Alınan yer bölge halkının parkı, yolu, camisi için alınmış ve arsa sahibi de 2017 yılında bu duruma rıza göstermiş. Bundan sonra da arsa sahibi itirazlarından vazgeçince ve belediyede bu karar geçince, belediye bölgenin park alanını imara açıyor. Bunun istimlak sebebi bölge halkının ihtiyaçları için. Belediye başkanları bunu yapamazlar. Bu bölgedeki yeşili mahvedip kaldıramazlar. 2017 yılında bunun üzerine belediye buraya 4 tane kütle parsel koyuyor. Buraya vereceği yoğunluk bin 600 metre olmalı ama belediye kendine gelince buraya 36 bin metrekare inşaat alanı veriyor. Bir gün bura yapılaşırsa sağlık ocağı randevusunu 3 gün sonraya verir çünkü nüfus çok olacak. Bizim anlattığımız konular bunlar” ifadelerini kullandı.