Şiddet haberleri maalesef gündemden düşmek bilmiyor. Gerek Kayseri’de gerekse Türkiye’nin genelinde kadına uygulanan şiddet haberlerini duymak bile artık psikolojik olarak bizleri etkiliyor. 

Özellikle İzmit’te yaşanan şiddet görüntülerinden sonra neden diye düşündüğümde, şiddete maruz kalmanın ve kalmaya devam etmenin psikolojisi hakkında edindiklerimi burada paylaşmak istedim. 

Biliyorsunuz ki 26 Ocak 2021 tarihinde İzmit’te henüz yaşları 18 bile olmayan iki gençten birinin kız arkadaşına uyguladığı şiddetin kamera kayıtlarına maruz kaldık. Maruz kaldık diyorum çünkü şiddet içerikli videoları izlemek de şiddete uğramış kadar etkilemekte bizi. Tabi şiddetin videoya alınmış olması da çok daha acı bir gerçek. 

KADINLAR NEDEN ŞİDDET UYGULANAN YERDE KALMAYA DEVAM EDER

Peki gelelim asıl meselemize… Kızlarımız, kadınlarımız neden şiddete maruz kalıyor? Neden şiddet uygulayan kişiye mecburmuş gibi hissedip şiddet uygulanan yerde ve şiddet uygulayan kişiyle aynı ilişkide kalmaya kendini zorluyor? 

Kimse şiddeti hak etmez. Kimse kendisine şiddet uygulayan biriyle yaşamak istemez. En azından bilinçli olarak yaşamak istemez, ancak hayatımızı yönlendiren bilinçdışı faktörler olduğu için en katlanılmaz durumlara bile neden katlandığımızın sebebini tahmin edebiliyoruz. 

Şiddete maruz kalan kadınlar, kendisine şiddet uygulayan kişiden ayrılmamak için çeşitli sebepler söyleyebilirler. Görünür sebep olarak maddiyatları olmadığı, arada çocuklar olduğu, gidecek başka yerleri olmadığı ya da çok sevdikleri gibi sebepler öne sürebilirler. Ancak gerçek biraz daha farklıdır. 

Birey eğer doğup büyüdüğü ortamda şiddete maruz kaldıysa (sözel ya da fiziksel) bilinçdışında “kendisini ancak ona şiddet uygulayan birinin seveceğini” kodlar. Bu yüzden şiddet uygulayan kişiye kendini bağlı hisseder. Her ne kadar ondan nefret ettiğini haykırsa da içten içe “kendisini ondan başka kimsenin sevemeyeceğine” ikna etmiştir. Bu yüzden kendisine çizdiği bu sınır çizgisinden öteye gidemez, hatta bazen kendisine uzanan yardım elini bile reddeder. 

Bazen de şöyle ilginç bir gerçek vardır. Birey hayatının herhangi bir döneminde yaşadığı herhangi bir olaydan ötürü kendini suçlamaktadır. Kendine ceza çektirmek istemektedir ve sevgilisinden veya eşinden gördüğü şiddet, bunun için bulunmaz bir fırsattır. Kendine verilecek ceza işte budur. Şiddet gördükçe rahatlar, vicdanı rahatlar. Tabi bunların hiçbirini birey bilinçli olarak düşünmez. 

Dediğim gibi, hayatımızı yönlendiren daha çok bilinçdışı bilgilerimizdir. Bunlardan kurtulmak için ise farkındalığımızın gelişmiş olması ve geçmişimizdeki yaralarımızla yüzleşecek cesareti bulmamız gerekiyor. 

Kendimizle yüzleşebileceğimiz daha güzel günlere…