Spot işi yapanların ticaret yaptığı insanları iyi tayin etmeleri gerektiğini söyleyen Avukat Emir Akpınar, “Son dönemde ikinci el eşya satan yerlerde veya spot mağazalarda satılan eşyaların herhangi bir suça konu olabildiğine ilişkin bu işi yapan satıcıların belli başlı ceza soruşturmalarında şüpheli sıfatıyla ve devamında sanık sıfatıyla yargılandıklarını duyuyoruz. Yine son dönemde bu suça konu olaylarda nasıl davranması gerektiğini doğru bir şekilde ifade etmek ve belirtmek gerek ki, ikinci el eşya satışı yapanların bu eşyaları satın aldığı kişileri doğru şekilde tayin etmeleri gerekiyor. Örnek vermek gerekirse son dönemde Yargıtay’a konu olan bir olaydan bahsetmek istiyorum. Yargıtay önüne giden bir dosyada şöyle bir hadise yaşanıyor. Davaya konu olayda 8 yaşında bir çocuk annesine sürpriz yapmak amacıyla evdeki buzdolabını ikinci el eşya alım satımı yapan bir şahsa 25 TL karşılığında satıyor. Suç vasfında düşülen yanılgı neticesinde şahsın haksız menfaat temin ettiğinden bahisle dolandırıcılık suçundan hakkında hüküm veriliyor. Suçun hırsızlık suçu olduğu da ancak temyiz aşamasında fark ediliyor. Her iki suçun da mülkiyet hakkını ve bu bağlamda mal varlığını ilgilendiren Türk Ceza Kanunu sistematiğinde mal varlığına karşı suçlar başlığı altında düzenlendiğini belirtmek gerekiyor. Hırsızlık suçu zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınabilir bir malı bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak şeklinde tanımlanabilir. Yargıtay bu sebeple de 8 yaşındaki bir çocuğun buzdolabını satmasının gerçek rızası olmadığını belirterek, yaşanan bu hadiseyi hırsızlık suçu olarak nitelemiştir” dedi.
“Çalıntı bir eşyayı satmak da suç teşkil edecektir”
Hırsızlığa konu olmuş başka bir eşyanın satışının da suç eşyasını temin etme suçunu oluşturabileceğini söyleyen Akpınar, sözlerine şöyle sürdürdü:
“Dolandırıcılıkta ise hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak kendisine ve başkasına yarar sağlamak söz konusudur. Söz konusu ayrıma dikkat edilmeksizin şahsın sadece haksız menfaat elde etmesi tek başına dolandırıcılık olarak değerlendirilemez. Bu haksız menfaatin elde edilmesinde aktif bir davranışı hile sayılabilecek karşısındaki kişiyi kandırmaya, hataya düşürmeye yönelik bir eylemi de olmalıdır. Bu noktada hakimin somut olayın mahiyetini, kişinin içinde bulunduğu sosyal çevreyi, yaşını, yaşıyla uygun gelişme derecesini, muhakeme ve algılama becerisini göz önünde tutarak, aldatılmaya elverişli iradesinin olup olmadığı hususunda değerlendirme yapacaktır. Hukuk sistematiğimize göre 12 yaşını bitirmemiş çocukları yaptıkları hareketlerin anlam ve önemini bilemeyeceklerinden aldatılmalarından ve dolayısıyla dolandırılmalarından da bahsedilemeyecektir. Belirtmek gerekir ki spot ve ikinci el eşya alım satım işiyle uğraşan kimselerin söz konusu ikinci el eşyayı aldıkları kimselerin 12 yaşından küçük olduğu takdirde hırsızlık suçuna vücut verilebilecektir. Aynı şekilde hırsızlık suçuna karışmış bir eşya ikinci el pazarlarında satıldığı takdirde yine ikinci el eşya satışı yapan satıcılar, suç eşyasını temin etme suçundan yargılanabileceklerdir.”